İslam’da farz olan oruç ve hac ibadetlerinin tamamlanmasıyla Ramazan ve Kurban olmak üzere iki dinî bayram kabul edilmiş ve her ikisi için de bayram namazları meşru kılınmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) ve ashabının (r.a.) tatbikatına göre kendine özgü ilave tekbirleriyle birlikte ikişer rekât olan bayram namazları daima geniş alanlarda ve cemaatle kılınmış, ardından da bayram hutbesi irad edilmiş ve bu hususta bir icma oluşmuştur.
Öte taraftan fıkıh mezhepleri,
bayram namazının hükmü ve bu ibadetin tek başına kılınıp kılı-nmayacağı
konusunda farklı görüşler serdetmiştir. Kendilerine cuma namazı farz olan
kimselere bay-ram namazı kılmak Hanefîler’e göre vâcip, Şâfiî ve Mâlikîler'e
göre müekked sünnet, Hanbelîler'e göre ise farz-ı kifâyedir.
Her dört mezhepte de bayram namazı
iki rekattır.
Bayram namazının sıhhat
şartları:
Şâfiîlere göre;
kadınlar da bayram namazı ile yükümlüdürler. Şu var ki bu namazın cemaatle
kılınması şart olmayıp, münferiden de kılınabilir, fakat camide cemaatle
kılınması daha faziletlidir. Bayram namazlarını sünnet olarak gören Şafiilere göre
yalnız başına kılacak kimsenin hutbe okuması şart değildir.
Hanefîlere göre; hutbe
hariç, Cuma namazının sıhhat şartları ile aynıdır. Sadece hutbenin hükmü
bakımından aralarında fark vardır. Yani cuma namazında hutbe sıhhat şartı
olduğu halde, bayram namazında sünnettir. Yine hutbe cuma namazında namazdan önce,
bayram namazında ise namazdan sonra okunur.
Hanbelilere göre; Kendisine
Cuma namazı gerekli olan herkes için bayram namazı farz-ı kifâyedir. Cumanın
kılındığı yerden başka bir yerde kılınamaz. Yalnız hutbe, Cumaya aykırı olarak bayram
namazında sünnettir. Cumadaysa şarttır. İmama yetişemeyen kişinin, dilediği
vakitte bayram namazını kendine özgü şekliyle kılması sünnettir.
Malikilere göre; Bayram namazı
kuvvet bakımından vitirden sonra gelen müekked bir sün-net-i ayndır. İmamla
birlikte cemaat teşekkül ettiği takdirde bu namazı, Cuma namazıyla yükümlü olan
herkesin kılması zorunludur. İmama kavuşmayan kimsenin tek başına kılması
mendubtur.
Bayram Namazının Cemaatle Kılınmasının ve
Vakti Geçtiğinde Kaza Edilmesinin Hükmü
Şafiilere
göre:
Hacı adayları dışındaki kimselerin bayram namazını cemaatle kılmaları ve imamla
birlikte kılamayan kişilerinse diledikleri vakitte aslî şekliyle kılmaları
sünnettir.
Eğer aynı günün zevalinden (öğle
vakti) önce kılınırsa edâ, zevalinden sonra kılınırsa kaza olarak kılınmış
olur.
Hanefilere
göre:
Cuma için olduğu gibi bayram namazı için de cemaat, sıhhat şartıdır. İma-ma kavuşamayarak
bu namazı kaçıran kimsenin ne vakit içinde, ne de sonra kaza etmesi istenmez.
Kaza etmek isterse de zevâid
tekbirsiz olarak tek başına dört rek’at namaz kılar. Birinci rek’atte
Fâtiha’dan sonra A’lâ sûresini, ikinci rek’atte Duhâ, üçüncü rek’atte İnşirah
sûresini, dördüncü rek’atte de Tın sûresini okuması müstehaptır.
Hanbelilere
göre:
Cuma namazı için olduğu gibi, bayram namazı için de cemaat, sıhhat şartıdır. Yalnız,
imama kavuşmadığı İçin cemaatle birlikte kılamayan kişinin, bu namazı dilediği
vakitte önce anlatılan şekliyle kaza etmesi sünnet olur.
Malikilere
göre:
Cemaatle kılmak sünnet olduğundan, bayram namazları için cemaat şarttır. Bayram
namazları, onları cemaatle kılmak isteyenler için sadece mendubtur. İmamla
birlikte kılamayan kişinin, aynı günün zeval vaktine kadar kendi başına kılması
mendubtur. Zevalden sonra ise kaza edilemez.